KitabYurdu » Kitab » Yılmaz Erdoğan – Yavrunu Bilinçlendir Hanım


Şeçilmişlər Yılmaz Erdoğan – Yavrunu Bilinçlendir Hanım

ADI:
Yavrunu Bilinçlendir Hanım
REYTİNQ:
  • +4
MÜƏLLİF:
JANR:
DİL:
FORMAT:
ÇAP İLİ:
-
ÖLÇÜSÜ:
142 KB
(Utangaç bir tavirla) Sey… Hepinize merhaba… 
  
 Siz bu satirlari okudugunuz sirada, ben çoktan bu satirlari yazmis olacagim… 
  
 Siz bu satirlari okudugunuz sirada, ben çoktan ilk yazimi yazmis ve pürüzsüz bir heyecan içinde, yazinin yarattigi etkileri merak ediyor olacagim. Acaba okunmus muydu? Daha da önemlisi begenilmis miydi? 
Yoksa su anda ben, ilk paragrafta okur tarafindan terkedilmis öksüz cümlelerin gariban yazari miydim? 
Bu yaziyi okurken baska seyler düsünen okurlarla, hiçbir sey düsünmeden, satirlar üzerinde düsüncesiz bir göz gezintisi yapan okurlarin toplamini, ülkedeki okuma yazma bilenlerin sayisina böldügümüzde sonuç
kaç olacakti? Su son yazdigim cümleyi ögelerine ayirabilecek kaç babayigit vardi ülkemizde? Acaba su anda ben daha önce okunmus bir yaziyi yeniden yazmis olabilir miydim? (Ne dediniz bilmiyorum ama öyle demeyin, böyle bir felaket her an her yazarin basina gelebilir.) Açik söyleyeyim; heyecanliyim. 
  
 Dolayli anlatayim; heyecanli oldugumu söylersem yalan söylemis olmam dersem yalan söylemis olmam dersem yalan söylemis olmam.. 
  
 Aslinda bu kadar heyecanlanmaya gerek yok. Yazarsin klasik bir “merhaba” yazisi olur biter. Ama benim bu tür yazilarla ilgili sorunlarim var.. Mesela söyle bir giris düsünelim:
  
 “Merhaba sevgili okurlar.. Bundan böyle sizlerle her hafta bu sayfalarda bulusacagiz.. Ve ben size kalemim döndügünce fikirlerimi, deneyim ve gözlemlerimi aktaracagim. Bazen benim fikirlerim sizi dönüstürecek, bazen sizlerden gelen tepkiler beni sekillendirecek.. Umarim bu fikir alis verisi ülkemizin fikir hayatina bir katki saglar… vs..vs..vs.” 
  
 Oldu mu yani simdi? Bu giris paragrafini maddeler halinde inceleyelim: 1) “Merhaba sevgili okurlar..” 
  
 Bu tümüyle sahte bir giris cümlesi.. Daha yeni tanisiyoruz, nereden çikti bu sevgililik filan. Zekâ sorunlu televizyon sunuculari gibi yaparak “sevgili” sözcügünü çöpe dönüstürmenin manasi var mi? 
  
 GERZEK SUNUCU- Simdi önce sevgili Sezen Aksu’dan, ardindan da sevgili Ahmet Kaya’dan nefis birer parça dinleyecegiz ve vaktimiz olursa daha sonra bu parçalari birlestirecegiz, dubakalim nasil bir bütün çikacak ortaya? 
  
 Ne sevgilisi güzelim? Dur bakalim Sezen Aksu seninle bir sevgili iliskisi içinde anilmak istiyor mu? Daha da ötesi Ahmet Kaya’yla ayni bütünün parçalari olmak istiyor mu? 
  
 2) Merhaba yazisinin ikinci cümlesi su:
  
 “Bundan böyle sizlerle her hafta bu sayfalarda bulusacagiz…” 
  
 Bak simdi? Ne bulusmasi? En geç kaçta orada olacagiz? Kaça kadar bekleyecegiz? Yakinlara bir yere gelip cepten adres tarifi mi alacagiz? Bulusacakmisiz! 
  
 Türçede en sik taciz edilen sözcüklerden biri de “bulusma”dir. Radyoda bulusuruz, ekran basinda bulusuruz, yeniden bulusmak dilegiyle ayriliriz… Buna ek bir siklik daha var: Bundan böyle SIZLERLE bulusacagiz.. Sizler ne demek? Siz zaten çogul bir ifadeyken “sizler” ne oluyor? Sizler siz’den daha mi çok yani? Kusura bakmayin “bizler” böyle saçma sapan sorunlara kafa yoran küçük bir grubuz. Hiç üzülmeyin SIZLER BIZLER’den daha kalabaliksiniz. Biz biziz, BIZLER bile degiliz!